Adak konusu, kendisine mahsus şartları olan ve kendisine has hüküm taşıyan bir konudur. Her “Şöyle olursa böyle böyle yaparım.” sözü adak olmaz. Onun gerçekleşmesi için birçok şart vardır. Sorunun birinci kısmı adak manası taşımaktadır. Fakat ikinci kısmı adak manasına gelmez. Yani “Sınavı kazanırsam, Kur’ân-ı Kerîm’i hatmedeceğim.” sözü bir adak anlamı taşır. Mutlaka adanmış olan Kur’an hatmi gerçekleştirilmelidir. Aksi takdirde kişi Allah’a karşı borçlu olmaktan kurtulamaz. Çünkü kendisini bir vücup ifade eden sorumluluk altına sokmuştur.

İkinci durumda ise, “Sınavı kazanırsam, namazlarımı düzenli kılacağım.” sözüyle adak yapılmış olmaz. Bir sözün adak anlamı taşıması için, o anda veya gelecekte zaten yapılması gereken bir farz veya vacip olmamalıdır. Nitekim, bir Müslüman’ın zaten farz namazlarını zamanında ve düzenli bir şekilde kılması üzerine düşen bir vecibedir. İster adasın, isterse adamasın, her hâlükârda namazlarını kılmaz ise, günah işlemeye devam edecektir.