IGMG Din İstişare Kurulu (DİK) çoğunlukla Hanefî mezhebinin usulünü takip etmektedir. Bununla birlikte diğer mezheplerden de yararlanmakta, sorulan fetvalara, bazen diğer mezheplerin görüşlerine göre de cevap verilmektedir. Ancak burada dikkat edilen nokta, aşağıda ifade edileceği gibi, fetva soranın kendi mezhebinin görüşünü öncelikle ortaya koymak, sonra kişisel meselenin halli için diğer mezheplerden çözüm sunmaktır. Buradaki amaç soruyu soranın problemine çözüm üretmektir.
IGMG Din İstişare Kurulu’nun fetva usulü başlıklarıyla şu şekilde özetlenebilir
Meselelere önce mezheplerin görüşlerinden başlamamızın ana sebebi, yaklaşık 1300 yıllık mezhepleşme döneminde, İslam anlayışının bir usul ve metot dâhilinde gelişmiş olmasıdır. En ince detaylara kadar meseleleri değerlendiren mezhepler usulsüz, kuralsız bir hüküm vermemişlerdir. Dolayısıyla İslam’ı anlama ve Müslümanların meselelerini çözmede kaos ve kargaşanın oluşmasının önüne geçilmiş, birbirinden farklı da olsa, meseleler kurallar çerçevesinde çözümlenmiştir.
İnsan hayatı gerek toplumsal gerekse kişisel olarak, hatta mekânsal anlamda hep değişiklik arz etmektedir. Dolayısıyla yeni yeni meselelerin ortaya çıkması doğaldır. Bu yüzdendir ki, son dönem ve çağdaş ulemanın görüşlerini önemsiyoruz.
Çağdaş meselelerin çözümünde mekân, sosyal ve kültürel algıların yanı sıra insanların idrakleri de dikkate alınmaktadır. Bunun manası, geçmişte olmayan ve yeni çıkan problemlerin çözümsüz kalmasını önlemek, böylece insanların dinî hayatlarını kendilerinden emin bir şekilde sürdürmelerine yardımcı olmaktır. Geçmişte benzer meselelerin ele alınması da dikkate alınarak, yeni meselelere nasıl yeni çözümler üretileceği ortaya konulmaktadır.
Aynı meselenin farklı kişi ya da kişilere göre çözümü söz konusu olabilmektedir. Umum ifade eden fetvalar bilinen meşhur fıkıh kurallarına göre, hâs ifade eden fetvalar da kişilerin durumuna göre, kişiye özel verilmektedir. Bazen en ufak bir ayrıntı dahi fetvayı kişiselleştirmektedir. Fakat kişisel özellik taşıyan fetvalar umum ifade eden fetvaları hiçbir zaman geçersiz kılmaz.
Müslümanların dinlerini yaşamaları için mezhepler çok önemli bir fonksiyonu ifa ederler. Bunun içindir ki, kişilerin kendi mezheplerine göre fetva almalarını önemsiyoruz. Ancak bazı meselelerde ya da bazı kişilerin meselelerinin çözümünde başka mezheplerin görüşlerine de başvurulmaktadır. Dolayısıyla diğer mezhep âlimlerinin meseleyi çözen görüşlerine ve tercihlerine de başvurulmaktadır. Meselenin çözümsüz kalması ya da kişiyi sürekli bir problem içinde bırakması gibi durumlarda farklı mezheplerin görüşlerinden de yararlanılmaktadır.
Mümkün olduğu kadar fazla hocanın görüşünü alıyoruz. Zira, her bir hocanın meseleye farklı bir yaklaşımı bulunabilmekte, bu farklı yaklaşımlar da çözümleri kolaylaştırmaktadır.
Fetvaların kendi içinde de gayesi vardır. Birincisi, konuya ilişkin dinî hükmü ortaya koyarak, Müslüman’ın hayatını dine göre sürdürmesidir. İkincisi, Müslüman’ın sorununun çözümünü ortaya koymaktır. Belki de en önemlisi Müslüman kimliğinin inşası ve bu kimliği korumaya yöneliktir.
Müslümanların dinlerini yaşamaları için mezhepler çok önemli bir fonksiyonu ifa ederler. Bunun içindir ki, kişilerin kendi mezheplerine göre fetva almalarını önemsiyoruz. Ancak bazı meselelerde ya da bazı kiÖte yandan ta’zir ve te’dib edici olduğu gibi, hataları önleyici, Müslüman’ı tevbeye yönlendirici ve bir daha da aynı hatayı yapmalarının önüne geçici fetvalar verilmektedir.
Fetvalar çözüm odaklıdır. Soru soran, anında olmasa bile mutlaka cevabını alır. Sorunun çözümlenmemesi, dinin âcizliği olarak algılanabilir. Hâlbuki âciz olan din değil, cehaletleri veya ihmalkârlıkları sebebiyle o dinin mensuplarıdır.
Fertleri ilgilendiren, bir başkasına uygulanması durumunda yeniden gözden geçirilmesi gereken fetvalar da olmaktadır ki, burada da meselenin çözüm odaklı değerlendirilmesi söz konusudur.şilerin meselelerinin çözümünde başka mezheplerin görüşlerine de başvurulmaktadır. Dolayısıyla diğer mezhep âlimlerinin meseleyi çözen görüşlerine ve tercihlerine de başvurulmaktadır. Meselenin çözümsüz kalması ya da kişiyi sürekli bir problem içinde bırakması gibi durumlarda farklı mezheplerin görüşlerinden de yararlanılmaktadır.
- Kur’an, sünnet ve hükme ulaşmada usuli deliller olarak kabul edilen edille-i şer’iyyeyi esas almak.
- Fıkıh mezhep âlimlerinin yazmış oldukları klasik fıkıh kitaplarındaki bilgilere başvurmak.
- Mütekaddimîn mezhep âlimlerinin yazmış oldukları kitaplarda bulunmayan konular olduğunda müteahhirîn ve çağdaş âlimlerin yazmış oldukları kitaplara müracaat etmek.
- Çağdaş âlimlerle bizzat istişareler yapmak.
- Soruyu yönelten sâilin kendi mezhebinin görüşünü tercih etmek.
- Müspet manada telfik yoluna giderek diğer mezhep âlimlerinin meseleyi çözen görüşlerini ve tercihlerini kabul etmek.
- Her fırsatta başta kurul üyeleri olmak üzere fıkhi altyapıları müsait olan ilim sahibi hoca efendilerle istişare etmek.
- Ortaya çıkan yeni soru ve sorunlarda alanlarında uzman ilim insanlarından destek almak.
- İslam dünyasındaki diğer fetva mercilerinin fetvalarından da haberdar olmak ve istifade etmek.
Din İstişare Kurulu tüm iyi niyet, gayret, ilmi, tecrübi ve tarihi birikimiyle soru ve sorunlara müslümanca açılım getirmeye çalışmaktadır. Gayret bizden tevfik Allah’tandır. En iyi ve en doğrusunu sadece Allah bilir.