Biz buna borçların zekâtı deriz. Konu iki şıklıdır: Birincisi borçlunun üzerindeki malın zekâtının verilmesi, ikincisi alacağın zekâta mahsup edilmesidir. Birinci durumda, borçlunun üzerindeki borcu o kişiye bağışlarsa, bağışlanan bu meblağın zekâtı da ödenmiş olur. İkinci durumda ise, yani alacağı olan meblağı elindeki malının zekâtına mahsup ederek birisine bağışlaması, zekât yerine geçmez. Yine yoksul bir kimsede olan bir alacağını başka bir kimsedeki alacağının zekâtı için o yoksula bağışlamış olsa yine bununla o kimsedeki alacağının zekâtını vermiş olamaz.