Rabbimiz infağı, içtimai ibadetlerin en mühimlerinden biri, günahlara kefaret vesilesi ve ebedî saadetin en mühim ecir ve mükâfat kapısı kılmıştır. Bugün Avrupa’da yaşayan Müslümanlar olarak içtimai hizmetlerimizin en önemlisi gelecek kuşakların dindar, güzel ahlaklı, topluma faydalı ve maneviyatı yüksek, eğitimli kişiler olarak yetiştirilmesidir. Bu amaçla kurulan ve yaşatılması gereken kurumlara infak edilmelidir.

İnfağı birer Müslüman olarak ciddiye almamız gerekmektedir. Çünkü infak, İslam toplumunun hayatta kalmasına vesile olacak en büyük ibadetlerden birisidir. Aksi takdirde -Allah muhafaza buyursun- infaksız toplum şu ayetin muhatabı olmaktan kurtulamaz. Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: “İşte sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama cimrilik eden ancak kendi zararına cimrilik eder. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer siz Hak’tan yüz çevirirseniz Allah yerinize başka bir kavim getirir. Sonra onlar sizin gibi olmazlar.”[1]