Bunun için adına nebevî metot diyebileceğimiz usul tercih edilebilir. Mekke’de Dârü’l-Erkâm’da vahiy kültürü ile yetiştirilmeye başlanan gençler, Medine-i Münevvere’de Ashâb-ı Suffe’ye devam etmişler; içlerinden öğretmenler, valiler, ordu komutanları, elçiler ve insanlığa önder idareciler çıkmıştır. Din ilimleri ile dünya ilimleri yan yana işlenmiş, o günkü dünyada bilinen yabancı diller öğretilmiş, her millete gönderilen elçiler, o devletlerin dilini ve diplomasi kurallarını bilen insanlar arasından seçilmiştir. İbranice bilen Zeyd b. Sâbit (r.a.) ve Rumca bilen Dihyetü’l Kelbî (r.a.) bunlardan sadece iki tanesidir.