Fetava

Hicri Takvim
Miladi Takvim

Oruç tutmamam için bende hangi hastalık ya da mazeretlerin olması lazım?

Oruç ibadeti, namaz gibi bedenle eda edilen bir ibadettir. Ayrıca oruç ibadeti insan bedenini açlık, susuzluk ve sağlık yönü itibarıyla zorlayan bir ibadettir. Bu yüzden de oruç ibadetini eda edecek bir Müslüman’ın oruç tut­ma­ya gü­cünün yet­mesi gerekir. Sağlık sorunları oruç tutma konusunda kişinin önüne çıkabilecek engellerden birisidir. Bir Müslüman gerçekten has­ta ise onun üzerine oruç tut­ması farz olmaz. Buna rağmen hasta olmakla beraber güç yetirir de orucunu tutmaya devam ederse, tutulan bu oruç da sahih olur. Fakat oruç tut­amayacak olurlarsa tu­ta­ma­dık­la­rı gün kadar oruçlarını ­sonradan ka­za eder­ler. Kur’ân-ı Ke­rîm, has­ta­lıkla il­gi­li olarak şu hü­küm­leri ortaya koymuştur: “Sa­yı­lı gün­ler­de oruç tu­tu­nuz. Siz­den her kim has­ta olur ve­ya se­fer­de bu­lu­nur­sa di­ğer gün­ler­den tu­ta­ma­dı­ğı gün­ler sa­yı­sın­ca oruç tut­sun. Oruç tut­ma­ya gü­cü yet­me­yen­le­rin bir yok­su­lu do­yu­ra­cak fid­ye ver­me­le­ri ge­re­kir. Kim gö­nül is­te­ği ile bir ha­yır ya­par­sa o ken­di­si için da­ha ha­yır­lı­dır. Eğer bi­lir­se­niz, oruç tut­ma­nız, si­zin için da­ha ha­yır­lı­dırOruç tutmaya mâni olan hastalığın iki çeşidini görüyoruz. Birincisi, geçici olarak bir süreliğine rahatsızlık veren hastalık hâli. Diğeri ise devam eden müzmin bir hastalık hâlidir. Geçici olan hastalıklar, daha ziyade günlerle sayılı olan hastalıklardır. Böyle bir rahatsızlığa uğrayan bir Müslüman, kaç gün oruç tutamamış ise, o günler kadar oruçlarını sonradan kaza ederler. Bunların fidye ödemeleri gerekmez. Çünkü fidye ödemiş olsalar bile iyileştikten sonra tutulamayan oruçları kaza etmeleri gerekir. Müzmin bir hastalığa duçar olan bir Müslüman ise, devam eden bir hastalığa sahip olduğu için, orucunu bedeni olarak eda edemeyecektir. Bunun yerine tutulamayan oruçlar kadar fidyesini ödeyeceklerdir. Bir fidyenin bir fitre olduğunu da satır arası olarak belirtmekte fayda vardır. Yine ayet-i kerîme’de oruç tutmaya engel olarak yaş­lı­lık hâli zikredilmiştir. Yaşlılık se­be­biy­le oruç tutmaya gü­cü yet­me­yen­le­re de oruç tut­maları farz değildir. Bunlar da yeniden gençleşip zindeliğe kavuşamayacaklarına göre, tutamadıkları günler kadar oruçlarının fidyesini öderler.  Ayette yolculuk halinde olmanın da oruç tutmamayı mübah kıldığını görüyoruz. Yol­cu­nun oruç tut­ma­ma­sı için gi­de­ce­ği me­sa­fe­nin ise 90 km’nin üs­tün­de ya­ni na­maz­la­rı kı­saltarak kıl­ma­sı­nı ge­rek­ti­re­cek bir uzak­lık­ta ol­ma­sı ge­re­kir. Yolculuk bitip de mukim haline dönüldüğü zaman artık tutulamayan oruçlar kaza edilir.Kadınlar için ha­yız ve ni­fas­lı bu­lun­ma hali de oruç tutmaya mazeret ve engeldir. Çünkü hayız ve­ya ni­fas ha­lin­de bu­lu­nan bir ka­dı­nın tu­ta­ca­ğı oruç ge­çer­li de­ğil­dir. Hz. Aişe (ra) validemiz, Biz Rasûlullah dev­rin­de âdet gö­rü­yor­duk. Na­ma­zı ka­za et­mek­le em­ro­lun­ma­dı­ğı­mız hal­de, tu­ta­ma­dı­ğı­mız oru­cu ka­za et­mek­le em­ro­lu­nu­yor­duk. Böy­le bir   ka­dın tu­ta­ma­dı­ğı oruç­la­rı da­ha son­ra ka­za eder, fidye vermeleri gerekmez.Bu sayılan mazeretleri taşıyan Müslümanların belirlenen çerçeve dahilinde hareket etmeleri gerekir. Allah her şeyin en iyisini bilir.

M. Hulusi Ünye


[1] Buhari, Sahih, Hayız, 20; Ebu Davut, Sünen, Tahare, 104.