Sılai rahim nedir ve neden önemlidir?
Avrupada yaşayan müslümanlar için ve özelde de Türkiye’li müslümanlar için yaz dönemi okul tatilleri ana vatanlarına gitmek için bir fırsat oluşturmakta. Yüzbinlerce insan hava, kara, deniz ve demir yollarını kullanarak Türkiye’ye tatile gitmekteler. Önceleri bu tatil dönemi anne baba ve akraba ziyareti olarak değerlendirilirdi. Günümüzde ise artık birer tatil fırsatı olarak görülüyor ve değerlendiriliyor. Tüm bu farklı anlayışlara rağmen sılai rahim bu tatillerde nasıl gündemimize girmeli? Yeni nesile bu ibadeti ve sosyal dayanışmayı nasıl anlatmalı? Sılai rahim nedir diye sorarlarsa onlara neler söylenmeli?
Sıla-i Rahim: Vacip Olan Bir İslami Sorumluluk
Sıla-i rahim, “akrabalık bağlarını gözetmek, ilişkileri canlı tutmak” anlamına gelir.
Sıla, bağ kurmak ve iyilik ulaştırmak; rahim ise akrabalık ve yakınlık demektir. Dolayısıyla sıla-i rahim, akrabalık ilişkilerinin korunması ve bu bağın koparılmaması demektir. Hanefî mezhebine göre sıla-i rahim vaciptir. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“ Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan rabbinize itaatsizlikten sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah’a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir..” (Nisâ, 4/1) diye buyrulmaktadır. Nitekim Efendimiz (as) da akrabalarını gözetmiş, onları ziyaret etmiş, vefa göstermiş ve bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
“Akraba ile ilişkiyi kesen cennete giremez.” (Buhârî, Edeb 10)
Öyleyse Sıla-i rahim; ziyaret etmek, hâl hatır sormak, destek olmak, gönül almak gibi çeşitli yollarla yerine getirilir. Elbette kişinin şartlarına göre sorumluluğu şekillenir. İmkânı olan bizzat gitmeli; gidemeyen ise aramalı, yazmalı, selam göndermeli, hiç değilse dua ile anmalıdır.
Sıla-i rahim öncelikle akrabaları kapsamakla birlikte, komşu, arkadaş, meslektaş ve din kardeşi gibi çevremizdeki tanıdıklara karşı da dinî bir görevdir. Bu bağların koparılması, İslâm ahlâkına uygun değildir. Karşı taraf ne kadar ilgisiz ya da kaba davranırsa davransın, Müslüman iyi davranmaya devam etmelidir. Nitekim Kendisi iyi davrandığı hâlde akrabalarından aynı karşılığı göremeyen kimseye Peygamberimiz ”Sen böyle davrandıkça Allah’ın yardımı seninle beraberdir.” buyurmuştur (Müslim, Birr 18)
Hiçbir gerekçe, sıla-i rahimi tamamen kesmeye ve akrabalık ilişkilerini koparmaya izin vermez. Yakınlarla küs kalmak dinen doğru değildir ve bu davranış haramdır. Hâlid b. Zeyd (r.a.)’den rivayet edildiğine göre bir sahâbî Resûlullah’a gelerek,
“Yâ Resûlallah! Beni cennete sokacak bir amel söyler misiniz?” diye sormuş; Efendimiz de şöyle cevap vermiştir: “Allah’a ibadet eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın; namaz kılar, zekât verir ve sıla-i rahim yaparsın.” (Buhârî, Edeb 12) Bu bağı koruyan rahmete mazhar olur; koparan ise ilâhî rahmetten uzaklaşır.
Belki de bizden bir arama, bir ilgi bekleyen bir büyüğümüz, bir yakınımız, bir dostumuz vardır. Memleketlerimize gittiğimizde vefat etmiş akrabalarımızın kabirlerini ziyaret ettiğimizde onlara bir Fâtiha okumak, bir dua etmek… Hepsi sıla-i rahimdir. Ve tüm bunlar aynı zamanda çocuklarımıza da bir örnektir. Nitekim onlar, bizim gösterdiğimiz vefayı öğrenirse; yarın bize vefa gösterir, ardımızdan Fâtiha okuyan bir nesil ancak böylece yetişir.
Kimin duası, kimin hatırlanışı cennetin anahtarı olur, bilinmez… Ama sıla-i rahim, bu kapıya en yakın adımlardan biridir