“Ey inanlar! Size rızık olarak verdiklerimizden infak edin…” (Bakara suresi, 2:254)
Mal tutkusu ve onu servete dönüştürme insandaki en köklü duygulardan birisidir. Hz. Peygamber (s.a.s.): “İnsanoğlunun bir vâdi dolusu altını olsa, üçüncüsünü ister. Onun gözünü ancak toprak doyurur …” buyurur.(1)
İnsan, bu kadar mala düşkün ve aç gözlü olsa da bir gerçek var ki ne kadar çok malı olursa olsun, ondan istifadesi sınırlıdır. “Çoklukla övünmek sizi meşgul etti”(2) âyeti nazil olduğunda Hz. Peygamber’in (s.a.s.) şu ifadeleri bunu anlatır: “Ey Âdemoğlu! Malım da malım der durursun! Bir bak bakalım! Yiyip-içip bitirdiğin, giyip eskittiğin ve sadaka olarak verip ahirete yatırımından başka malın var mıdır?”(3)
İnsanın dünya malından kendisine kalacak olanı hayır yolunda harcadıklarıdır, verdikleri ebedileşen servetidir. Allah’a güzel bir borç verenlere karşılığı kat kat ödenecektir.(4)
Sırf Allah rızası için hayır yolunda yapılan malî harcama, Allah’a verilen güzel bir borçtur. Bu harcamalar Allah tarafından kaydedilmekte ve karşılığı ahiret yurdunda kat kat ödenecektir. Bakara suresindeki bir ayette Allah yolunda yapılan harcamalar, her birisinde 100 dane bulunan yedi başak bitiren bir daneye benzetilmiştir.(5) Bu, Allah’ın kendi rızası için yapılan harcamamalara sadece yedi yüz katı ile karşılık vereceği şeklinde anlaşılmamalıdır. Bu, Allah’ın yapılan harcamaya çok büyük bir ödül ile karşılık vereceğini ifade eder.
Yapılan hayır ve infakın ahirete yatırım olduğuna bir hadis-i şerifte işaret edilir. Şöyle ki: Hz. Âişe’den (r.a) rivâyet edildiğine göre, Hz. Peygamber’in hanımları bir koyun kesmişler ve etini dağıtmışlardı. Resûlullah (s.a.s.) Hz. Âişe’ye (r.a.): “Koyundan bize kalan nedir?” diye sorduğunda: “Sadece kürek kemiği kaldı! Gerisini dağıttık” deyince; Resûlullah (s.a.s.): “Desene! Kürek kemiği dışında hepsi bize kaldı.” buyurdu.(6)
Allah’ın kendi yolunda kendi rızasını kazanmak için yapılan harcamaların yerine başkasını vermesi mala sağladığı bereket, belayı defetme, insana bahşettiği huzur ve mutluluktur. İyilik insanı mutlu kılan bir özelliğe sahiptir. İnsan iyilik yaptığında beyni dopamin adlı mutluluk hormonu salgılar. O sebeple içinde sebebini bilmediği bir sıkıntısı olan mutlaka birisine bir iyilikte bulunmalıdır. Bu, iyiliğin ahiret dışındaki dünyadaki en önemli karşılıklarından birisidir.
En doğrusunu Allah bilir.
(1) Buhârî, “Rikâk”, 10; Müslim, “Zekât”, 116, 119.
(2) Tekâsür suresi, 102:1.
(3) Müslim, “Zühd”, 3, 4; Tirmizî, “Zühd”, 31.
(4) Bakara suresi, 2:245; Mâide suresi, 5:12.
(5) Bakara suresi, 2:261.
(6) Tirmizî, “Kıyamet”, 33; Ahmed b. Hanbel, VI, 50.
