Fetava

Hicri Takvim
Miladi Takvim

Keramet Nedir? Nasıl Anlaşılmalıdır?

Celil Yalınkılıç

Keramet Nedir? Nasıl Anlaşılmalıdır?

Keramet Nedir? Nasıl Anlaşılmalıdır?

Keramet, İslam inancında Allah’ın lütfu ve ikramı ile mümin, takva sahibi kimselerde meydana gelen olağanüstü haller olarak tarif edilir. İkram kökünden türetilmiş olup değerli, yüce, ahlaklı, cömert anlamlarına gelmektedir. (1)

Keramet mahiyeti bakımından tabiat kanunlarıyla açıklanamayan sıra dışı bir olay olsa da mucizeden farklı değildir. Bilindiği üzere mucize peygamberlerden izhar olan harikulade hadiselere denir. Keramet ise peygamberlerin izinde olan veli kimselerden zuhur eder. Aradaki en temel fark peygamber, peygamberlik iddiasını ispat etmek için mucize gösterir. Böylece inanmayanlara gösterdiği mucize ile meydan okur. Peygamberlerin yolunda olan veliler ise velilik iddiasında bulunmadıkları gibi inanmayanlara karşı meydan da okumazlar. Keramet veli kişilerin Allah katındaki makamının bir göstergesi olarak kabul edilir. Peygamberler mucizeyi izhar ederler velilerin kerametinin ise zuhuru söz konusudur. Ancak mucizenin de kerametinde yaratıcısı Allah’tır.

Keramet, Allah Teâlâ’nın veli kuluna bir lütfu ve ikramı olarak kabul edilse de gerçek veliler kendilerinden böyle bir halin zuhur etmesinin mekr, istidrac ve ibtila olmasından korkmuşlardır. Kerametle sınanmak istendiğini düşünerek endişe etmişlerdir. Bir yönüyle Allah’ın lütfu olarak görmüşler şükretmişler ama bir yönüyle de bunun getireceği sorumluluğunun sonuçlardan endişelenmişlerdir. Bu nedenle çoğu kez veli kimseler kendilerinden meydana gelen bu hali ifşa etmezler insanların göstereceği teveccühün nefsini şımartacağından çekinmişlerdir. Bundan dolayı tasavvuf erbabı kerameti gizlenmesi gereken bir sır olarak görmüşlerdir. (2)

Keramet kavramı Kur’ân-ı Kerim’de doğrudan geçmek ile birlikte peygamber olmadıkları halde bazı ayetlerin bazı salih kullar hakkındaki harikulade olaylardan söz ettiği bilinmektedir. Örneğin Hz. Meryem’in yanında kışın taze meyve bulunması (3) Süleyman peygamberin yanındaki bir bilgenin Belkıs’ın tahtını bir anda getirmesi (4) bir mağarada yemeden içmeden üçyüzdokuz sene uyuyan Ashab-ı Kehf’in durumunu (5) İslam alimleri keramet olarak görmüşler ve kerametin hak olduğuna hükmetmişleridir. Bununla birlikte kerameti herhangi bir kimsenin veli oluşunun kesin delili olarak görmemişlerdir.

Ayrıca neyin keramet sayılıp sayılmayacağı hususunda kesin bir ölçü olmadığından geçmişte de günümüzde de bu konu her zaman için istismara ve suistimale açık bir mesele olmuştur. Her olağanüstü hâl keramet olmayabilir. Öyleyse kişinin kerametine değil istikametine itibar etmek gerekir.

(1) İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, “krm” 12/510; Cürcânî, Ta’rîfât, “krm” 184.

(2) Topaloğlu, Emâlî Şerhi, 75-76.

(3) Al-i İmran suresi, 3:37.

(4) Neml suresi, 27:40.

(5) Kehf suresi, 18:16-26.